- bozarmak
- nsz1. 变灰, 褪色2. 羞愧, 脸红: Alacağımı isteyince kızarıp bozardı. 她羞得满脸通红, 要求我娶她。Suçunu anlayınca kızardı, bozardı. 他意识到自己错了, 羞愧得满脸通红。Ne söyleyeceğini unutan hatip kızarıp bozardı. 发言者忘记要说什么了, 羞得脸都红了。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
bozarmak — nsz 1) Boz renge girmek Eski bozarmış çarşaf yatağın ortasında toplanmıştı. A. Kutlu 2) Renk değiştirmek, rengi atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızarıp bozarmak — utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle yüzü renkten renge girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
alacalanmak — nsz 1) Alaca bir duruma gelmek 2) mec. Herhangi bir heyecan dolayısıyla benzi kızarıp bozarmak, renkten renge girmek 3) hlk. Eriyen karlar arasından yer yer toprak görünmek Tarlalar alacalandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozarma — is. Bozarmak işi veya durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızarmak — nsz 1) Kırmızı veya ona yakın bir renk almak Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi. P. Safa 2) Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak Domatesler kızardı. 3) Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu… … Çağatay Osmanlı Sözlük